Buradasınız: Anasayfa
Adam, Harem-i Şerif'in kapısında hep aynı duayı okuyordu:
- Ey doğrulara yardım eden, haramdan kaçınanları koruyan!..
Ona 'Sen başka dua bilmez misin?' dediler. O şöyle açıklama
yaptı bu duayı tekrar etme sebebi olarak:
- Ben Beyt-i Şerif'i tavaf ederken ayağıma takılan şeyi eğilip
aldım. Bir de baktım ki, içinde bin altın bulunan bir kese.
Cennet gençlerinin iki muhterem efendisi Hz. Hasan (r.a) ve Hz. Hüseyin (r.a) küçükken hastalanmışlardı. Varlığın sebebi olan Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v), sahabilerinden bazıları ile beraber minimini torunlarını ziyaret geldiler. Fatıma-i Zehra’nın saadethanesini şereflendirdiler ve minimini yavrularını doya doya koklayıp sevdiler.
Sahabilerden bazıları İmam Ali (k.v)’ye sordular:
- Ya Ali, çocukların için bir adak yapmak istemez misin?
- Elbette isterim.
- Ne yapmak istiyorsun?
İki hırsız bir torba altın ele geçirir ve altını aldıklarını kimse öğrenmesin diye korkularından dağa çıkarırlar. Bir gün, iki gün derken yiyecekleri biter. Altını yiyecek değiller ya, aralarında kura çekerler ve birisinin kasabaya inip yemek almasına, diğerinin de altınları beklemesine karar verirler.
Kasabaya yemeklik almaya inen yiyecekleri alır.
Hz. Osman b. Affan (r.a) hazretleri bir gün şöyle bir hutbe verdi:
“Ey insanlar, içki içmeyiniz. Çünkü içki kötülüklerin anasıdır. Sizden önce gelen ümmet abidlerinden biri mescitten dönüyordu. Karşısına kötü bir kadın çıktı. Kadın hizmetçisine emir verdi, o kişiyi tutturup evine attırdı. Kapıyı da kilitledi. Yanında bir şarap fıçısı, bir de küçük bir çocuk vardı. Kadın abide şöyle dedi:
Hz. İbrahim (a.s)’ın dininden olmayan birisi kendisine misafir geldiğinde Hz. İbrahim (a.s) ona şöyle demiş:
“Allah’ı birle ki sana ikramda bulunayım, seni konuk edeyim.”
Adam:
“Bir lokma yemek uğruna mı dinimi ve atalarımın dinini terk edeceğim?” diyerek ayrılıp gitmiş.
Copyright © 2024 Erbaalı İrfan Aydın Rights Reserved.
Devamını oku...